Merhaba ölümlüler,
Bu yazımda insanların en en en... en çok istedikleri bir şeyden bahsetmek istiyorum. Birçoğunuzun kafa sallayacağı ''-evet lan bende istiyorum galiba'' diyeceği bir şey bu. 'ÖLÜMSÜZLÜK'
Gerçekten de tarih boyunca en çok istenen, en çok araştırılan, en çok kafa yorulan bir şey bu ölümsüzlük denilen illet. Benim ölümsüzlük anlayışım biraz farklı. O yüzden bugün bu yazıyı hem diğer insanların anladığı ölümsüzlük hem de benim anladığım ölümsüzlük açısından yazmak istiyorum.
Ölümsüzlük, insanoğlunun bir hayali, bir sevdası. Ölümü öldürmek ! Tanrım bu müthiş bir şey! Yavaaaşş. Orda dur birader. Öyle bir dünya yok. Kimse ölümü öldüremez. Öldürmemeli. Tatmalı her ruh o mükemmel duyguyu. Her beden bu ekolojik dengeye bir armağan olmalı. Kimisi balıklara yem, kimisi bir fidana mineral. Ama kesinlikle herkes olmalı bu düzensiz hayata bir düzen verici.
Tarih boyu arandı dedik. Bulundu mu ? Hayır dostum. Bulunmamakla birlikte kutsal bir kasede ab-ı hayat denilen bengisu aranmış durmuş. Neymiş, bir damlası seni sonsuz yapıyormuş. Derler ki, Hızır ile İlyas bu suyu bulmuşlar ve kıyamete kadar sonsuzluğa ermişler. Yok tabiki böyle bir şey. Ha oldu diyelim dostlar. Sormak lazım Hızır'a İlyas'a mutlumudurlar. Ben bir Hızır olsam ya da İlyas o suyun peşinde koştuğum gibi bu sefer de ölümün arkasında koşarım. Koşmam depar atarım.
Canlarım, ölün! Ölelim! Ölmeliyiz ! Ölümsüzlüğü isteyenlere söylenecek ilk tavsiyem ''- öl kardeşim, öl ki ölümsüzlüğün ebedi olsun.''
Ölmekten korkmuyorum dostlarım. Çünkü biliyorum ki bir insan için en korkunç şey aslında ölmek değil. Yok olmak en korkuncu. Unutulmak. Düşünsek ya bir. Herkesin değer verdiği günler var. Bu boktan Dünyaya geliş günümüz mesela. O gününüzün herkes tarafından unutulduğunu düşünün. Ne hissedersiniz ? Yok olduğunuzu, hiçliğinizi vs. vs. Hahh işte orda bütün film kopuyor dostum. En ufak bir gün unutulduğunda bile ne hallere geliyoruz. Koskoca bir insanın unutulması asıl yok oluş.
Şair O.S.Orhon'un bir şiirinde şu yazar;
Tutunuz tabutun bir kenarından
Bir derin çukura beni fırlatın!
Eminim ki Orhon o derin çukura fırlatılmadı. Fırlatıldıysa da yazık ona toprak atanlara. Çünkü o yokolmamış birisi. İşte asıl ölümsüzlük budur. Unutulmazlıktır asıl ölümsüzlük. Ölmemekle ölümsüz olunmaz dostlarım.
Çok ölümsüz olmak isteyenlere 2. tavsiye: Yine de öl sen kardeşim. Öl ama unutulmaz bir birey olmayı başar. İşte o zaman Combo yapmış olursun. Ohhh mis !. Hayata bak lan hem ölümsüz hem ölümlü.
Dostlar. sakın düşünmeyin bu adam ne anlatıyor diye. Olanı, sizin ise gerilere itelediklerinizi anlatıyorum. Aslında senin benim bildiğimi yazıyorum. Depresif bir ölümlü değilim. Tavsiye de etmem.
Bir sonra ki yazımda nasıl ölmek gerekir ? En güzel ölüm şekillerinden bahsetmek istiyorum. Y.K. Beyatlı 'nın şiiri, Hümeyra'nın o güzel sesiyle seslendirdiği, bestesini Christian Delagrange'nin ''sans toi je suis seul'' parçasından alan Sessiz Gemi ile vealaşalım bugün. Ölecek olanlara şimdiden güzel ölümler dilerim.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...
( Pink Floyd candır. :) :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder